9 Şubat 2010 Salı

İSTANBUL FASHION WEEK 2010 SON POST :)




IFW 2010’u sona erdirdik, aslında tam da Santral İstanbul’u evim gibi hissetmeye başlamıştım. Öncelikle Bloggerları artık gerekli değeri veren, bize orada her türlü imkânı sağlayan IFW organizasyonuna teşekkür ederim. Sonra gelelim organizasyona, Santral İstanbul moda sever misafirleri için Fuar Alanı ve Defile Alanı olmak üzere 2 ayrı bölümde hazırlanmıştı. Artık açılıştaki Meg Ryan kaçtı mı yoksa üşüdü mü gitti diye bahsetmeyeceğim ama tabiî ki de onun yerine yabancı top modellerin defilede yer alması benim gözümden çok daha doğru bir karar olurdu. Fuar alanında modacılarımızın stantlarında güler yüzle karşılandık, orada da bloggerlar olarak resim çekmemiz konusunda ve bilgi almak konusunda oldukça yardımcı davranıldı. Gönül isterdi ki, ülkemizin her açıdan hacimli bazı hazır giyim firmalarını ve tasarımcılarını da daha fazla hem fuar alanında hem de defile alanında görebilseydik. Defilelerin düzenlendiği alan ise 2 salon şeklinde hazırlanmıştı böylece, misafirler rahatlıkla yerlerine zamanında yerleşebildi ve defile saatlerinde aksamalar yaşanmadı. Hazır defilelerden bahsetmeye başlamışken bütün koleksiyonlarda ağırlıklı olarak mimari kalıplar kullanılarak hazırlanan parçalar izledik ve gördük ki mayo trendi devam ediyor. Sezon renklerinde ise kışın rengi siyah neredeyse tüm koleksiyonlarda en fazla kullanılan renkti, siyahı gri, bordo, hardal sarı, lacivert gibi renkler izledi ve tabii araya serpiştirilmiş beyazlar. İdil Tarzı, Hakan Yıldırım for Koton, Mehtap Elaidi, Mavi en çok renk olan koleksiyonları sundular. Özlem Süer ise gene en romantik koleksiyona imza attı ve sanırım mimari formları kullanmayan ender tasarımcılardandı. Hakan Yıldırım ise herkesin dediği gibi 3 ayrı koleksiyon hazırlığı içinde olarak en çalışkan ve başarılı koleksiyonlara imzasını atan tasarımcıydı. Genç Tasarımcılar 1 ve 2 defilelerinde Simay Bülbül yine deri ile kumaşın birleşimini harika şekilde sundu bize, Özgür Masur ve Günseli Türkay kendilerinden beklenen performansı gayet başarılı şekilde bu senede yerine getirdiler. Hatice Gökçe ilk defa bayanlar için ve Ezra-Tuba’da ilk defa erkekler için tasarımlar yaparak bize hoş ve güzel bir sürpriz yapmışlardı. Arzu Kaprol’un ise kendini aştığını düşünüyorum artık, Bahar Korçan’ın ise bizden çok daha ileride olduğu ve kesinlikle kumaşlarla oynayışının ve bunları koleksiyonun hikayesi ile uyumunun takdir edilmesi gerektiğini. Şöyle bir toparlamak gerekirse bizi bu sene bolbol mimari formların olduğu, kırışık drapelerle süslenmiş, katların , sırt detayların, volümlü kalça ve özelliklede omuz-kol detayların, siyahın, grinin baskın olduğu ama bazen de renk oyunlarına yer veren parçalar bekliyor. Bitirirken böyle bir organizasyonda, o ortamda yer almak hem özel olarak benim kişisel gelişimim açısından, hem de bu haftayı sizlerle paylaşmam açısından benim için çok önemliydi. Bir dahaki İstanbul Moda Haftası’nı da sizlerle paylaşabilmek dileğiyle :)

4 yorum:

Unknown dedi ki...

tuğçe biraz daha strech bir temaya geçsen daha güzel olucak, yazı süper ama insan görünce direk okadar uzun omg! kalıyor önce bir:)

Birde ifw'yi yazmak gezmekten daha zor oldu anladıgım kadaryla:)!

STYLEISTICO dedi ki...

Haklısın :) bende farkındayım çok uzunmuş gibi gözüküyor, Fazla uzun yazıda bayıyor insan okunmuyor:) Oyüzden genelde postlarda resim çok yazı az tutmaya çalışıyorum. Temaya bakıcam :)

Unknown dedi ki...

Ben böyle direk balıklama yazdım ama süper,güzel harika, gibi yorumlardan ziyade onlarda hoş ama hani cidden işe yarıycak seyleri duymaktan hoslandıgım için detaylı oldu biraz:)

STYLEISTICO dedi ki...

Tabi kesinlikle katılıyorum sana :)))