Vivienne Westwood her zamanki gibi marjinalliği ve çılgın tasarımları ile karşımızdaydı. Sahneye inen dev platformla başlayan defilede Vivienne'nin yağmur ormanlarının korunmasının önemi ve arka bahçesindeki kurbağlar için yaptıgı etkileyici konuşma ile karşılandık. Vivienne'nin sadece Türkiye'de ilk kez sergilediği ANGLOMANIA adlı koleksiyonu genel anlamda etkiliyici, içinde mesajlar taşıyan, renklerin profesyonelce harmanlandığı, her zamanki Vivienne'nin kendini has tarzını taşıyan parçalardan oluşuyordu. Defile başlangıcında çizgilerin bolca kullanıldığı keten ve pamuklu kumaşlardan hazırlanmış, şort, pantalon, etek ceket takımları izledik. Lacivert çizgili kumaşlardan tasarımların detayında kullanılan balıkçı ağı ve halatlar, bunların kırmızı ve beyaz ile harmanlanması, korsan şapkaları ile denizci temalı tasarımları izledik. Defileyi izlerken, bu kadar çok renk, enine, boyuna, verev çizgiler, karışık üstler, zıtlıklar yaratacağına ancak bu kadar muhteşem birleştirebilir ve göze hoş gelebilir diye düşünmekten alamadım kendimi. Defilenin sonlarına doğru daha yumuşak renkler ile doğamızı korumaya karşı mesajlar taşıyan, abiyelerinde içinde bulunduran, bol katların ve volanların kullanıldığı parçalar sergilendi. Defile Jessica Stam'in, elindeki çiçeği seyirciler arasında oturan Vivienne Westwood'a vermesi ile, resimlerdende anlaşılacağı gibi eğlenceli bir şekilde kapandı.
(ilk kez burada sergilendiği için olabildiğince çok görsel paylaşmaya çalıştım)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder